Nasrallah: İran'ın İsrail'in Şam'daki saldırganlığına cevabı kaçınılmazdır


Nasrallah: İran'ın İsrail'in Şam'daki saldırganlığına cevabı kaçınılmazdır

Siyonistlerin son dönemde Şam'daki İran konsolosluğuna yönelik saldırılarına ve Tahran'ın bu saldırıya tepkisine değinen Hizbullah Genel Sekreteri, şunları söyledi: Emin olun, son dönemde Şam'daki konsolosluğuna yapılan saldırıya İran mutlaka karşılık verecektir, bu konuda hiçbir şüphe yoktur.

Tesnim Haber Ajansı-  Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, konuşmasının başında Dünya Kudüs Günü yürüyüşüne katılan herkese teşekkür ederek şunları söyledi: Kudüs Günü, kararlılığımızı, duruşumuzu, direnişimizi, büyük ideallerimizi ifade ettiğimiz gündür.

İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırıda şehit olan İranlı komutanlar için taziye mesajı

Seyyid Nasrallah ayrıca işgalci rejimin Suriye'deki İran büyükelçiliğinin konsolosluk bölümüne karşı düzenlediği barbarca saldırıya dikkat çekti ve şunları vurguladı: Bu önemli günde, Siyonist düşmanın son günlerde Şam'daki İran konsolosluk bölümüne saldırısı sırasında şehit olan, bizim için tarihi değeri olan büyük şehit komutanları ve direniş yolundaki şehitleri anmak vazifemizdir.

Hizbullah, Suriye'deki İran şehitlerini anma töreni düzenledi

İşgal rejiminin Suriye’deki İran Konsolosluğuna düzenlediği saldırıda verilen şehitler için İmam Hamanei’ye Devrim Muhafızları’na ve şehit ailelerine tebrik ve taziyelerini sunan Hizbullah Genel Sekreteri şunları söyledi: Önümüzdeki Pazartesi günü saat 16.00'da Siyonist rejimin Şam'daki İran Konsolosluğuna düzenlediği saldırıda vefat eden şehitlerimizi anmak için töreni düzenleyeceğiz.

Hizbullah Genel Sekreteri Suriye’de şehit olan İranlı komutanlardan Muhammed Rıza Zahidi’yi övgüyle anarak şu ifadeleri kullandı: Başta şehit General Muhammed Rıza Zahidi olmak üzere bu sevdiklerimizin şehadeti, onun uzun yıllar boyunca Lübnan direnişine gösterdiği büyük nezaketten dolayı bizim için büyük bir meseledir. İşgalci düşmanın Şam'daki İran konsolosluğuna tecavüzü, öncesi ve sonrası detaylı tartışılan bir olaydır.

İmam Humeyni'nin (r.a) Bu Kutsal Günü Belirlemesinin Önemi

Hizbullah Genel Sekreteri ayrıca Kudüs Günü'ne ve İslam Devrimi'nin lideri İmam Humeyni'nin (r.a) bu güne isim vermesine değindi: İmam Humeyni (r.a) devrimin zaferinden hemen sonra Amerika ve İsrail'e karşı tavrını netleştirmişti. Üst düzey yetkililere şeriat haklarını Filistin direnişinin hizmetinde kullanmak için izni verilmesi, onların Filistin Meselesindeki konumlarının dini ve ahlaki derinliğine yapılan bir vurgudur.

İran, Filistin'e verdiği destek nedeniyle komplolara maruz kaldı

Seyyid Hasan Nasrallah: ‘İran'a karşı savaşları ve düşmanlıkları başlatan en büyük nedenlerden biri İslam Cumhuriyeti'nin İsrail karşısındaki tutumu ve İran'ın Kudüs'e ve Filistin direnişine verdiği destekti. İran bu yolda pek çok fedakarlık yapmış ve İmam Humeyni'nin Filistin davasının yanında olduğunu kararlı bir şekilde beyan etmesinden bu yana İran, düşmanlarının kendisine yönelik komplolarına ve savaşlarına maruz kalmıştır’ ifadelerinde bulundu.

Direnişin bu büyük lideri nükleer meseleye ilişkin İran’ın konumuna dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti: İran şu ana kadar Amerikalılarla nükleer meseleye ilişkin her türlü doğrudan müzakere ve diyaloğu reddetti. Amerikalılar İranlılarla doğrudan müzakereye hazır olduklarını söyleyip duruyorlar ama İranlılar asla aldanmıyorlar.

İsrail bölgede başarısız oldu

Hizbullah Genel Sekreteri şöyle devam etti: Bazıları "Gazze, Filistin, Irak ve Yemen'de yaşananlar veya Lübnan cumhurbaşkanının seçilmesi durumu ABD ile İran arasındaki müzakereleri bekliyor" şeklinde yorumlarda bulunuyorlar, bunlar yanlış yapıyorlar. İran hiçbir zaman Amerikalılarla bölgesel konularda müzakere yapmıyor. Bazılarından ise "Bölgede olup biten her şey bir Amerikan-İran gösterisi ve aralarındaki rol dağılımıdır" gibi çok saçma ve gülünç konuşmalar duyuyoruz.

Hasan Nasrallah söz konusu asılsız söylemlere ilişkin şunları söyledi: Bu insanlar direnişin bölgedeki zaferlerine dair hiçbir şeye inanamıyorlar. Onlar hayal görüyorlar ve İsrail'in bölgede başarısız olduğuna inanamıyorlar. Ancak gerçek şu ki Güney Lübnan'dan ve Gazze Şeridi'nden çekilmek İsrail'in yenilgisi anlamına geliyor.’

Direniş lideri şunları ekledi: İran'ın tutumu kesin ve nettir ve şehitlerin kanına sadıktır. İran, konumu ve mevzileriyle, Filistin'de, Lübnan'da ve tüm bölgede işgalci rejime karşı mücadele edenlerin gerçek ve esas otoritesi olmuştur ve İran, verdiği destekle (direnişin) birçok denklemi değiştirmiş ve birçok hegemonik projeyi yok etmiştir.

İran mazlumları asla yalnız bırakmaz

Hizbullah Genel Sekreteri İran’ın Direniş Cephesine olan sürekli desteğine değinerek şunları söyledi: İran İslam Cumhuriyeti'nin sağlam duruşu, bu ülke halkının bugün muhteşem yürüyüşüyle ​​ifade ettiği ve bu pozisyona (Filistin'e destek) olan bağlılığını vurguladığı gerçektir. İran, asla teslim olmayacak, mazlumlara ve dostlarına sırtını dönmeyecektir. Tüm direniş savaşçıları için İran ile dostluk bir şereftir ve onurdur. İran ile ilişkiler ve onunla ittifak bu çağda gururun, şerefin , onurun simgesidir.

Seyyid Nasrallah, Filistin'e ihanet eden ve işgalci düşmanın hizmetinde hareket eden gerici rejimlere meydan okuyarak sözlerine devam etti. Utanması gerekenler, İsrail'le normalleşen ve bu rejimi savunan taraflar olduğu gibi, bölgedeki tüm cinayetlerin sorumlusu olanın Amerika olduğunu bilmesi gerekenlerdir.

Aksa Tufanı İsrail'in bekasını tehlikeye attı

Hizbullah Genel Sekreteri şunları söyledi: Şüphesiz Aksa Tufanı bölgemizde tarihi bir olaydır ve bundan sonraki süreç asla eskisi gibi olmayacaktır; Hem dostlar hem de düşmanlar için. Pek çok İsrailli yetkiliden 1948'den bu yana böyle bir olayla karşılaşmadıklarını duyduk, dolayısıyla İsrail'in bekasını tehlikeye atan, kırılganlığını ve zayıflığını ortaya koyan tarihi bir olayla karşı karşıyayız.

Siyonistler savaş alanında hiçbir şey başaramadı

Hizbullah Genel Sekreteri şöyle devam etti: Gazze'ye savaşı başlatanların hiçbir gerekçesi yoktur ve İsrail'in bu savaşta yenilgiye uğramasının sebeplerinden biri de savaşı sebepsiz yönetmesidir. Siyonistlerin izlediği yol, devam ettirdikleri suç ve cinayetler akıllarını yitirdiklerinin delilidir. İşgalciler binaları bombalayıp yıkarak, masum insanları aç bırakarak birçok suç işlemişlerdir, bunun nedeni ise Siyonistlerin sahada hiçbir şey elde edememesi ve bu şekilde baskılarını artırmak istemeleridir.

Sahadaki gelişmeler gayet açık ve işgalcilerin Gazze'de yaptıkları savaş suçudur. Sahada hiçbir şey elde edemediler, müzakerelerde de herhangi bir sonuç elde edemediler ve baskıların hiçbiri Filistinli müzakerecileri, Filistinli mültecilerin kuzey Gazze'ye dönme hakkı da dahil olmak üzere temel haklarını taahhüt etmekten caydırmadı.

Netanyahu 6 ay geçmesine rağmen Hamas'ı ve Gazze'deki direnişi yok edemedi

Nasrallah şöyle devam etti: Ama sonunda Netanyahu durmak zorunda kalacak ve hedeflerine ulaşamayacaktır. Netanyahu'nun ağaçtan inmek (yenilgiyi kabul etmek ve teslim olmak) yerine "mutlak zafer"den söz ettiğini ve kendisini başkalarının alay konusu haline getirdiğini görüyoruz. Aradan 6 ay geçmesine rağmen Netanyahu hâlâ Hamas'ı ve Gazze'deki direnişi yok edemediği gibi Siyonist esirleri de Gazze'den geri getirmeyi başaramadı ve işgalcilerin savaşın ertesi günü için bir planı yok.

Yerleşimcilerin yüzde 80'i asıl ikamet ettikleri yere dönmek istemiyor

Bu önde gelen direniş lideri ayrıca Hizbullah savaşçılarının performansına ve işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde Siyonistlere verdikleri zarara dikkat çekti: ‘İşgal altındaki Filistin'in kuzey yerleşimlerinde yapılan araştırma sonuçları, yerleşimcilerin yüzde 80'inin bu bölgeye dönmek istemediğini ve bu durumun işgalci rejimin yerleşim projesine büyük bir darbe vurduğunu gösteriyor.’

Seyyid Hasan Nasrallah, dünya kamuoyunda Siyonist rejime yönelik nefretin yaygınlaşmasına ve bu rejimin dünyada tecrit edilmesine ilişkin şunları kaydetti: İsrail, 1948'den bu yana tarihte ilk kez uluslararası düzeyde zarar ve kayıp hissediyor ve birçok ülke bu rejime silah satışını durdurmayı tartışmaya başladı. ABD Başkanı Joe Biden'ın Netanyahu'dan savaşı derhal durdurmasını istediğini görüyoruz; Çünkü o (Biden) dünyada kamuoyu düzeyinde ciddi bir baskı altında ve uluslararası düzeyde zarar görmüş durumda.

Hizbullah Genel Sekreteri şunları vurguladı: Amerika, müttefiki İsrail'e verdiği sınırsız destek nedeniyle endişe ve utanç içerisinde; Çünkü Gazze'ye karşı 6 ay süren savaşın ardından Amerika ve İsrail'in istediği hedeflerin hiçbiri gerçekleşmedi ve artık ABD başkanlık seçimi yaklaşıyor.

Lübnan sınırında İsrail'e karşı direniş operasyonları durmayacak

Seyyid Nasrallah, Siyonist liderlerin Lübnan'a saldırı tehdidinde bulunduğunu da belirtti: Lübnan'a karşı büyük bir savaş başlatma tehdidi, güney Lübnan cephesini düşmana karşı asla durduramayacak ve hiçbir baskı, Lübnan cephesinde Gazze'yi destekleme konusundaki konumumuzu değiştirmeyecektir. Lübnan'ın güney cephesinde düşmana karşı direniş operasyonları devam ediyor ve cephemiz Gazze'ye bağlı.

Yemenlilerin Filistin halkına ve direnişine sağlam ve onurlu desteğinden de bahseden Nasrallah şunları söyledi: Yemen'deki kardeşlerimiz birçok düşman gemisini durdurmayı başardılar ve Amerika'nın, İngiltere'nin ve uluslararası toplumun hiçbir provokasyon ve tehdidi, Yemen cephesini ve Gazze'ye destek veren diğer cepheleri durduramadı.

Siyonist rejim savaştan sonra birçok zorlukla karşı karşıya

Hizbullah Genel Sekreteri Gazze savaşının bir sonraki aşamasına ilişkin şunları duyurdu: Savaş durduğunda Siyonist rejim, yargılamalar, suçlamalar ve istifalar da dahil olmak üzere pek çok zorlukla karşı karşıya kalacak. Savaşın durması başlı başına direnişin zaferi ve İsrail'in yenilgisi anlamına gelir ve İmam Hamanei'nin ilk günlerden itibaren söylediği gibi; İsrail kaybedecek, Gazze kazanacak.

Direniş ekseni büyük bir zafer kazanacak

Seyyid Nasrallah şunları vurguladı: Açık bir zafer vizyonuyla direniş cephelerinde savaşıyoruz ve katlandığımız tüm acılara, yaptığımız fedakarlıklara rağmen bu vizyon bizim için net. Mücadelenin sonucunun bizim zaferimiz olacağı, sahada kalmak, direniş ekseninin büyük bir zafer kazanacağı yönünde büyük ve net bir umutla yola devam etmek, kararlı olmak çok önemli.

İsrail'in Şam'daki konsolosluğuna yönelik saldırısına İran'ın tepkisi kaçınılmaz

 

Hizbullah Genel Sekreteri, işgalci rejimin Şam'daki İran Konsolosluğu’na saldırısına bir kez daha dikkat çekti ve şunları vurguladı: İran'ın bu Siyonist saldırganlığa tepkisi kesin ve kaçınılmazdır. İsrail, İran'ın tepkisinden korktuğu için yüksek alarma geçmiştir, bu bizim düşmanı maddi ve psikolojik yıpratma durumuna sokma mücadelemizin bir parçasıdır, İran'ın tepkisi kaçınılmazdır.

Seyyid Hasan Nasrallah şunları ifade etti: Siyonistler alarma geçti ve tüm yedek güçlerini çağırdılar ve şimdi İran'ın Siyonist saldırganlığına ne zaman karşılık vereceğine karar vermesi gerekiyor. Elbette zaman önemli değil ve bu bizim savaşımızın bir parçası ama yine de savaşın özünde hiçbir şüphe yok. Ancak tepkinin zamanlaması yeri ve boyutu Seyyid Ali Hamanei’nin ve İranlı liderlerin elindedir.

Direnişin her türlü olasılığa ve senaryoya hazır olduğunu belirten direniş lideri, şunları kaydetti: Herkes uyanık ve tedbirli olmalı, işini ayarlamalı, hepimiz olasılıklara hazırlıklı olmalıyız. Netanyahu'nun Şam'daki İran konsolosluğuna saldırırken yaptığı aptallık, bu savaşın rahatlamasına ve çözülmesine bir kapı açıyor.

Seyyid Hasan Nasrallah ayrıca şunları söyledi: Savaşçılarımız sınırlarda ve cephe hattında konuşlanmış durumda ve hazırlığımız tam. Mücahitlerin morali yüksek. Eğer düşman savaş arıyorsa onlara ‘’Merhaba, hoş geldin!’’ deriz. Siyonistler Lübnan'la savaşın kendileri için ne anlama geldiğini ve sonuçlarını çok iyi biliyorlar. Bugün içinde bulunduğumuz savaş, çok fedakarlık yaptığımız ve girmekten asla çekinmediğimiz bir savaştır. Bugün Kudüs Günü’nde Direniş ve Gazze zafere ulaşıncaya kadar mücadeleye devam edeceğimize söz veriyoruz

 

En Çok Okunan Batı Asya Haberler
En Önemli Batı Asya Haberler
En Çok Okunan Haberler